24 Şubat 2011 Perşembe

Budapeşte-3, Pal Sokağı Çocukları ve Dönüş

Sabah 6 da kalkıyoruz. Toparlanma filan derken saat 7 ye doğru çıkıyoruz hostelden. Otobüs terminali zaten 10 dk mesafede. Terminale vardıktan 5 dk sonra otobüsün perona yanaştığını görüyorum. Daha önce bahsettiğim gibi, bu sefer Orange Ways firmasıyla gidiyoruz. Otobüsleri Eurolines'a göre daha konforlu. Bagaj için bilete ek olarak çanta başına 1 Euro veriyoruz. Yolculuk tahminen 6 saat sürecek, yani öğlen 1.30 gibi tekrar Budapeşte'ye gelmiş olacağız.

Otobüste yanımda Katrina adında bi kız oturuyo. Budapeşte'de ekonomi okuyormuş fakat Prag'da yaşıyor. Artık tüm derslerini bitirmiş, yarın bitirme tezinden sınavı varmış. Bitirme tezini inceliyorum (hani çok da anlarmış gibi) ; Ukrayna'nın dış ticaretiyle ilgili bir tez. Otobüste ilginç bir özellik de bira içmenin serbest olması. Otobüs Bratislava üzerinden Budapeşte'ye gidiyor. Böylece geçerken de olsa Slovakya'yı görmüş oluyorum. Bratislava'da 30 dk mola verdikten sonra yola devam ediyoruz.

Saat 1.30 da Budapeşte'ye geldik. Tekrardan bildiğim bir şehirde hissediyorum kendimi. Hemen metroya binip Ferenciek Tere'de iniyoruz. Burası Budapeşte'de kaldığımız hostelimizin bulunduğu yer. Dün gece hostele mail atıp, bugün için Budapeşte'de olacağımızı ve gündüz çantalarımızı bırakacak bir yere ihtiyacımız olduğunu söylemiştim.  Onlar da beklediğim şekilde hostele bırakabileceğimizi söylemişti. Ve tekrardan sıcak ekibinden dolayı çok sevdiğim Colors hostele geliyoruz. Girişte yine Riiga var, ilk gün olduğu gibi. Önce bizi gördüğüne şaşırıyor. Durumu anlatıyoruz. Çantaları bırakıp biraz dinleniyoruz; ve tabi ısınıyoruz. Çünkü bügün hava gerçekten çok soğuk. Eğer geçen haftadan beri hava böyle soğuk olsaydı gezimiz tam bir felaket olurdu. Allahtan son gün soğudu hava; baya şanslıyız.

Tekrar dışarı çıkıp önce hediyelik eşya satan hemen hostele yakın bir yere gidiyoruz. İlk gelişimizde buralara keşif gezisi yapmıştık, şimdi ise alışveriş için gidiyoruz. Secret box almak istiyoruz. Budapeşte'ye has ve burayı hatırlatacak çok güzel bir anı olacak. Fakat açma kapama kısmında secret box larda baya bi sorun yaşıyoruz. 10 kere açıp kapatsan iyice yalama olup bi daha kullanılmaz gibi geliyor bana, almaktan vazgeçiyorum. Fakat ilerde bir gün sağlam malzemeden yapılmış kaliteli bir kutu görürsem mutlaka alıcam. Dükkandan çıktıktan ve bir şeyler de yedikten sonra artık daha önceden belirlediğim hedefe gitmeye hazırız.

İlkokuldayken, muhtemelen 4. veya 5. sınıfta okumuştum Pal Sokağı Çocukları kitabını. Yaklaşık 100 yıl önce yazılmış bir kitap, yazarı da Ferenc Molnar. Aklımda fazla bir şeyler kalmamıştı tabi; kendi aralarında mücadele eden çocuklar ve kitabın kahramanı Nemecsek dışında....


to be continued

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder